Yıldızname asla bir ALLAH CC ın kelamı degildir
kimilerinin dedigi gibi kuran'da degildir.yıldızname zamanın alimlerinin bir çok insanla görüşerek meydana getirdigi bir tahmindir.günümüzde bu işi yapan bir çok şirketler vardır örnegin : bir secim zamanı geldigi zaman bir çok şirket ülkenin her tarafından bir çok kesimden bir çok insanla görüşerek hangi partinin ne kadar oy alacagını aşagı yukarı tahmin ederler bunların birazı tutar birazı tutmaz yıldıznamede böyledir yıldızname insanın kaderi degildir insanın başına gelecekleri yarının ne olacagını insanın ne kadar yaşayacagını v.s. gelecegi ancak ALLAH CC bilir kul bilemez gelecegin ancak ALLAH CC tarafından bilinecegini ALLAH CC KURAN-I KERİM'DE ayetle bize bildirmiş gaybı sadece ben bilirim demiştir.ancak şuda varki şu anı yani yaşamış oldugumuz anı ve geçmişi ögrenmeyede yasak koymamıştır.görünmeyen varlıklar cinler v.s. bunu ögrenebilirler
ama gelecegi ögrenemezler çünkü ALLAH CC bunu yasaklamıştır bununla ilgili ayetler aşagıdadır
SAFFAT SURESİ
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.
1. Saf saf dizilenlere,
2. O haykırıp sürenlere,
3. Ve o zikir okuyanlara,
4. Yemin ederim ki, ilâhınız birdir.
5. O, hem göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbi, hem de doğuların Rabbidir.
6. Biz yakın göğü, bir süsle, yıldızlarla süsledik.
7. Ve (gökyüzünü) itaat dışına çıkan her şeytandan koruduk.
8. Onlar, artık mele-i a'lâ'ya (yüce topluluğa) kulak veremezler. Her taraftan taşlanırlar.
9. Kovulup atılırlar. Ve onlar için sürekli bir azap vardır.
10. Ancak (meleklerin konuşmalarından) bir söz kapan olursa, onu da delip geçen bir parlak ışık takip eder.
CİN SURESİ
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.
1. (Resûlüm!) De ki: Cinlerden bir topluluğun (benim okuduğum Kur'an'ı) dinleyip de şöyle söyledikleri bana vahyolunmuştur: Gerçekten biz, hârikulâde güzel bir Kur'an dinledik .
2. Doğru yola iletiyor, ona iman ettik. (Artık) kimseyi Rabbimize asla ortak koşmayacağız.
3. Hakikat şu ki, Rabbimizin şânı çok yücedir. O, ne eş ne de çocuk edinmiştir.
4. Doğrusu bizim beyinsiz olanımız (iblis veya azgın cinler), Allah hakkında pekaşırı yalanlar uyduruyormuş.
5. Halbuki biz, gerek insanlar gerekse cinler Allah hakkında asla yalan söylemezler, sanmıştık.
6. Şu da gerçek ki, insanlardan bazı kimseler, cinlerden bazı kimselere sığınırlardı da, onların taşkınlıklarını arttırırlardı.
7. Onlar da sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç kimseyi tekrar diriltmeyeceğini sanmışlardı.
8. Doğrusu biz (cinler), göğü yokladık, fakat onu sert bekçilerle, alev huzmeleriyle doldurulmuş bulduk.
9. Halbuki, (daha önce) biz onun bazı kısımlarında (haber) dinlemek için oturacak yerler (bulup) oturuyorduk; fakat şimdi kim dinlemek isterse, kendisini gözetleyen bir alev huzmesi buluyor.
10. Bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi?
11. Gerçekten biz, -kimimiz sâlih kişiler, kimimiz ise bunlardan aşağıda olmak üzere- türlü türlü yollar tutmuştuk.
|
|
|
|